top of page

Åžizofrenide Bireysel Terapiler

 

Dr. Oya Mortan Sevi

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Destekleyici yaklaşımda bireyin rahatsızlığının işlevselliği üzerindeki etkisini ele almak ve işlevselliğini arttırmak hedeflenir. Öncelikle hasta ile tedavide işbirliğinin kurulması önemlidir. Günlük yaşam sorunlarının çözümünde pratik önerilerde bulunulur. Terapist hasta için olumlu bir rol modeldir. Hasta için duygularını ve sorunlarını paylaşabileceği bir ortam sağlanmaktadır. Hem ilaç tedavisini sürdürme hem yaşam kalitesini arttırma konusunda bireyi cesaretlendirmek ve ailesinin de desteğini sağlamayı amaçlamaktadır.

 

Psikoeğitim rahatsızlık belirtilerini, nedenlerini, süreci, tedavisi ve sonlanışını birey ve/veya ailesine aktarmayı içerir. Bu rahatsızlığa zemin hazırlayan ve tetikleyen etmenlerin (yatkınlık-stres faktörleri) önemi ve tedavi yaklaşımlarına ilişkin bilgi verir. Alevlenme döneminin özellikleri tanıtılarak bu dönemlerin daha sorunsuz geçirilmesine yardımcı olunur. Bireyin rahatsızlığını daha iyi anlamasını ve tedavisini sürdürmesini amaçlamaktadır. Bir tedavi tekniği olmasının yanı sıra tek başına bir eğitim programı da olabilir.

 

Sorun çözme yaklaşımında öncelikle üzerinde çalışılması istenen sorunlar belirlenir. Bireye bir problem listesi verilir. Bu sorunlar detaylı olarak tanımlanır. Bireye bu sorunların ne yönde değişmesini istediği sorulur. Bir istek listesi verilir. Bu sorunları çözmek için akla gelen çözüm önerileri ortaya atılır. Her bir çözüm önerisinin bu sorunu çözmedeki olası etkisi tartışılır. Kararlaştırılan çözüm önerileri uygulanır ve sorunu çözmedeki etkisi konuşulur. Bu teknik kullanıldığında, hastanın işlevsellik düzeyinde artış olması hedeflenmektedir.

 

Bilişsel-davranışçı tedavi uygulamaları, temelde hastalığa bakış açısını normalleştirerek kendine yönelik etiketlemeyi, sesler, görüntüler, şüpheler gibi psikotik belirtilerin sıklığını ve şiddetini azaltmanın yanı sıra; bu belirtilerin deneyimlenmesine bağlı olarak ortaya çıkan anksiyete, depresyon ve umutsuzluk gibi sorunları gidermek, benlik saygısını arttırmak üzere uygulanan stratejileri de içermektedir. Şizofreni tedavisinde kullanılan bilişsel davranışçı terapi teknikleri; dikkati belirtiden uzaklaştırma, belirtilere ilişkin kayıt tutma, gevşeme, kendini telkin etme, düşünceyi durdurma, problem çözme ve düşünceler ile belirtiler arasındaki ilişkiyi fark etme ve düşünceleri değiştirme olarak özetlenebilir.

 

Psikososyal beceri eğitiminde ise bilişsel, sosyal ve özbakım becerilerindeki kayıplara odaklanılarak hem hastalık sürecinde kaybedilmiş becerilerin yerine konması hem de gelişmemiş becerilerin kazanılması üzerinde çalışılır. Sosyal beceri, yaşam becerisi, kendi kendine öğrenme, uyarıcı belirtileri tanıma gibi eğitimlerin yanı sıra ilaç uyumu eğitimini de içermektedir.

 

Şizofreni katastrofik atıflar nedeniyle toplum tarafından korkulan ve anlaşılamayan bir psikiyatrik rahatsızlıktır. Bu nedenle şizofreni hastaları ötekileştirilmekte ve toplumdan uzak tutulmaktadır. Bu durumu yenmenin ilk adımı; öncelikle şizofreni tanısı alan bireylerin ve yakınlarının bu rahatsızlığı tanımaları, anlamaları ve bu rahatsızlıkla nasıl başa çıkacaklarını öğrenmeleridir. Bunun için yalnızca ilaç tedavisi yeterli olmamaktadır, mutlaka psikoterapi desteği almanız gereklidir. Psikoterapinin yaygınlaşması sayesinde toplumun da bu rahatsızlığı giderek daha fazla anlayacağına inanılmaktadır.

 

 

 

 

Şizofreni; algılama ve düşünce içeriğindeki bozulmalar sonucunda ortaya çıkan sesler, görüntüler, şüpheler gibi inatçı belirtiler nedeniyle bu belirtileri deneyimleyen hastada belirgin korku ve çaresizlik yaratmaktadır. Düşünce yapısındaki bozulmalar, dikkatin bozulması, dağınık görünüm ve davranış gibi belirtiler nedeniyle işlevsellikte belirgin bozulmaya neden olmaktadır. Aynı zamanda bu rahatsızlığa eşlik eden depresyon ve anksiyete gibi belirtiler nedeniyle de kişi yaşamdan giderek daha fazla uzaklaşmakta ve içe kapanmaktadır. İlaç tedavisi bu belirtilerin çoğunu baskılasa da, inatçı belirtileri idame etme, kişiler arası ilişkiler kurma, sorun çözme gibi konularda belirgin düzelme sağlayamamaktadır. Bununla birlikte ilaç tedavisine eklenen psikososyal yaklaşımların kişinin yaşam kalitesini ve sosyal işlevselliğini arttırdığı; depresyon, kaygı, umutsuzluk gibi belirtileri azaltmaya yardımcı olduğu belirlenmiştir.

 

Psikososyal yaklaşımlar; destekleyici, psikoeğitimsel, sorun çözmeye dayalı yaklaşımlar ya da bilişsel-davranışçı terapi yöntemleriyle sürdürülebilir. Psikososyal beceri eğitimi genellikle grup temelinde kullanılsa da bireysel terapilerde de yararlanılan bir tedavi yöntemidir.

bottom of page