top of page

Fobiler ve Davranışçı Terapiler

 

Dr. Oya Mortan Sevi

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Örneğin yükseklik korkunuz nedeniyle zemin ya da 1. kat dışında bir binanın balkonuna çıkamıyorsanız, çok sevimli görünen arkadaşınızın köpeğini sevemiyorsanız, hiçbir koşulda yalnız başınıza asansöre ve seyahatleriniz için uçağa binemiyorsanız korkularınız gerçek dışı ve işlevsel olmayan korkulardır. Bu korkulara “özgül fobiler” deriz ve tedavi edilmesi gerektiğini düşünürüz. Yakın arkadaşlarınızla ve ailenizle iken çok rahat olmanıza rağmen; ‘rezil olacağınız’ endişesiyle topluluk önünde konuşamıyorsanız, terliyorsanız, titriyorsanız, kızarıyorsanız, kalbiniz yerinden çıkacakmış gibi atıyorsa “sosyal fobi” yaşıyorsunuz demektir ve bu da tedaviyle düzelebilen bir psikiyatrik durumdur.

 

Tüm bu fobilerin bir başlangıç tarihi vardır. Sizi korkutan bir durum yaşamış, başkasının başına gelen bir duruma tanık olmuş ya da izlemiş, okumuşsunuzdur. O gün orada bu durumun “tehlikeli” ve “korkmanız gereken” bir durum olduğuna karar vermiş ve bundan sonra da bu ve benzeri durum/yer/canlılardan korkmanız gerektiğini öğrenmişsinizdir. Yani önceden tehlikeli olmayan bu durum/yer/canlı, artık sizin için tehlikeli ve kaçınmanız gereken bir anlam yüklenmiştir. Bunun için bir başkasını örnek de almış olabilirsiniz. Örneğin anneniz ezelden beri her böcek gördüğünde çığlık atmaktadır, dolayısıyla siz de böceklerden korkmak gerektiğini düşünmüşsünüzdür.

 

İşte terapide bu öğrenmeyi değiştiririz. O gün orada verdiğiniz kararı yeniden yapılandırırız. O korkuya eşlik eden düşünceleri, bedende oluşan hisleri, davranışları yeniden işleriz. Sizi bu korku yaratan duruma ya da nesneye duyarsızlaştırırız. Bu duyarsızlaştırma işlemini iki şekilde yapabiliriz: Birincisi Davranışçı Terapi’nin sistematik duyarsızlaştırma tekniği ile, ikincisi EMDR adı verilen göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme tekniği ile.

 

Sistematik duyarsızlaştırma önce gevşeme tekniklerinin danışana öğretildiği ve sonrasında korku yaratan durumların en azdan en çok korku yaratana doğru sıralandığı bir tekniktir. Dolayısıyla korku yaratan duruma ilişkin görevler de en az korku verenden en çok korku verene doğru adım adım sıralanır. Örneğin böceği önce zihinde canlandırmak, sonra fotoğrafına bakmak, oyuncak böceğe dokunmak ve en son gerçek böceğe yaklaşmak gibi. Her bir adıma ilişkin sıkıntı azaldığında bir sonraki adıma geçilir. Bazı durumlarda (örneğin uçak fobisi) seanslarda yalnızca zihinde canlandırma tekniği (adım adım uçağa bindiğini hayal ettirerek ya da uçuş simülasyonlarından yararlanılarak) uygulanabilir, seans arası görevler danışanın gerçek yaşamda yapması gereken görevleri (yalnızca uçak bileti almak, havaalanının kapısına kadar gitmek, kapısından içeri girmek, uçağa binmek gibi) içerebilir.

 

EMDR’daki duyarsızlaştırma işlemi ise göz hareketleri, dokunma hareketleri ya da titreşim ve ses dalgalarından yararlanılarak yapılır. EMDR’de temel sorun (örneğin topluluk önünde konuşamamak) ile ilgili negatif inançlar, duygular, beden duyumları belirlenir. Bu negatif inançlar ve duyguların yaşandığı ilişkili önceki anılar ve buna ilişkin resimler/sahneler zihinde canlandırılır. Bu resimler şimdiki zamanda danışanı etkileme düzeyine göre sıralanır. Duruma göre ilk anıdan ya da en kötü anıdan çalışmaya başlanılabilir. Çalışılırken bu anılar ile ilgili negatif inançlar, duygular, beden duyumları da belirlenir. Bu resim için danışanın kendisiyle ilgili inanmak istediği pozitif inançlar oluşturulur. Şimdiki zamanda bu sorunu tetikleyen durum, kişi ya da yerlerle de çalışılır. En son gelecekte oluşması istenen sahne ele alınır.

 

Her iki yöntemin de fobilerde başarılı sonuçlar verdiği yapılan etkililik çalışmalarıyla kanıtlanmıştır. Benzer sorunlar yaşıyorsanız bu yöntemlerle çalışmak için en kısa zamanda kurumumuza başvurunuz.

 

 

 

 

 

 

Hayatınız boyunca köpekleri sevmiştiniz ama bir gün bir köpek size saldırdı ve artık onları görünce tek düşündüğünüz oradan kaçmak.. Şimdiye dek hiç uçağa binmediniz, başınıza da böyle bir şey gelmedi ama okuduğunuz haberler nedeniyle uçağa binmekten çok korkuyorsunuz.. Geçen yıl asansörde kaldığınız için artık hep merdivenleri kullanmayı tercih ediyorsunuz.. Geçen ay ofis toplantısında kekelediğiniz için artık toplantı odasının önüne bile gelseniz kızarmaya başlıyor ve titremekten ayakta duramıyorsunuz..

 

Hepimizin korkuları vardır. Kimimiz yükseklikten, kimimiz yılandan korkarız. Korkularımız bir ölçüde işlevseldir de, çünkü tehlikeli durumlarda önlem almamız gerektiğini hatırlatırlar. Kalbimizin atış hızı ve bedenimizdeki gerginleşme kuduz bir köpekten uzak durmamız, uçurumun kenarında dikkatli durmamız ya da hızlı gelen bir araba gördüğümüzde kaldırıma çıkmamız gerektiğini işaret eder. Bununla birlikte korkularımızın şiddeti, sıklığı ve hayatımızı etkileme derecesi bu korkunun patolojik bir korku olup olmadığını belirler.

bottom of page